Prostat Kanseri
Prostat Kanseri
Prostat yalnız erkeklerde bulunan kestane büyüklüğünde (15-20cc) bir salgı bezidir. Bu salgı bezinde kanser hücrelerinin oluşması sonucu prostat kanseri ortaya çıkmaktadır.
Prostat kanseri, 2020'de dünya çapında tahmini 1,4 milyon tanı ile erkeklerde en sık teşhis edilen ikinci kanserdir. Bu kanser bezin bir kısmından ortaya çıkabildiği gibi birçok noktasından da kaynaklanabilmektedir. Hastalığın seyri birçok faktöre bağlı olarak çok farklı şekillerde seyretmektedir. Erken tanı ile kurtarıcı tedaviye ulaşılabilmektedir
Prostat Kanserinin Belirtileri
Lokalize (prostata sınırlı) prostat kanseri sıklıkla hiçbir belirti vermeden gelişir.
Prostat kanserinin belirtileri şunlardır:
- İdrar yaparken yanma
- Zorlanma ve idrarda kanama
- Semende kanama
- İleri evrede kemik metastazları, buna bağlı kemik ağrıları ve bazen kırıklar
Prostat Kanseri Tanısı
Rektal muayene: Deneyimli cerrahlar tarafından yapılan rektal muayene ile prostat kanserinin tanısı kolaylıkla koyulabilmektedir
PSA: Prostat spesifik antijen olarak isimlendirilen psa prostat bezinin yapısından bulunan bir glikoprotein yapılı enzimdir prostat kanseriyle ilişkili olup kanser durumunda kandaki seviyesi yükselmektedir
Multiparametrik MR:Prostat kanseri şüphesi olan hastalarda tanıyı destekleyebilecek bir görüntüleme yöntemidir. Multiparametrik MR ile tümörün prostat kapsülünü aşıp aşmadığı ve olası lenf nodu sıçramaları tespit edilebilir. Ayrıca bu MR görüntüleri hastaya prostat biyopsisi yapılırken kılavuz olarak da kullanılabilir.
Prostat Biyopsisi: rektal muayene ve/veya PSA değeri bakıldıktan sonra prostat kanserinden şüphelenilen hastalara makattan(trans rekal) veya perineden biyopsi yapılarak patolojik değerlendirme yapılmaktadır
Prostat Kanserinin Evrelemesi
Prostat kanserinde evrelemesi için TNM evrelemesi kulanımaktadır ,
Bu evrelemede ;
-Tümörün prostat içinde lokalize yada çevresine yayılması
-Lenf nodlarına yayılım durumu
-Diğer organlara ve kemiklere sıçrama (metastaz) değerlendirilmektedir
Evre 1
Tümör prostatta lokalize olup rektal muayenede hissedilemeyecek kadar küçük olup tarama esnasında veya tur-p patolojisinde tespit edilmiştir
Evre 2
Tümör prostata lokalize olup rektal muayene ile hissedilmektedir
Evre 3
Tümör prostatın dışına taşmış ve seminel vezikül (sperm kesesi) gibi çevre dokulara yayılmıştır
Evre 4
Tümör pelvik bölgedeki çevre organlara yayılmıştır bu evrede genellikle lenf nodlarına, kemiklere, karaciğere ya da akciğerlere yayılım olabilir (metastaz).
Tedavi Yöntemleri
Aktif İzlem
Prostat kanseri Evre 1’de yavaş ilerler, bazen hiç belirti vermez ya da sağlık şikayetlerine yol açmaz. PSA değeri, rektal muayene ve MpMR gibi yöntemlerle kanserin ilerlemesini takip edilir.
Aktif izlemde amaç yavaş ilerleyen ve düşük riskli olduğu tespit edilmiş hastaların gerektiğinde tedavi şansını kaybetmeyecek şekilde yakından takip edilmesidir. Bu sayede hastaların aşırı almasından kaçınılmış olur.
Radyoterapi
Radyoterapi (ışın tedavisi) kanser hastalığının radyasyon kullanılarak tedavi edilmesidir. Radyoterapinin amacı normal dokuya mümkün olduğunca az zarar vererek, kanserli hücreleri öldürmek veya bölünüp çoğalmalarını engellemektir.
Cerrahi tedavi
Radikal prostatektomi
Bu cerrahi prosedür açık,perineal, laparoskopik ve robotik yardımlı olarak yapılabilmektedir . Cerrahi tedavinin amacı kanserili doku kalmayacak şekilde prostatı kapsülü ile birlikte ve seminal veziküllerle çıkartmaktadır. Hastanın hayat kalitesinin düşmemesi için uygn hastalarda sinir koruyucu cerrahiler önerilmektedir.
Robotik Cerrahinin Açık Ameliyattan Farkı Nedir?
Açık cerrahi yöntemde hastanın göbek altından yaklaşık 15 cm’lik bir kesi yapılır. Operasyondan sonra geç iyileşme süresi, uzun süre hastanede kalış, yara enfeksiyonu riski ve büyük bir yara izi bu cerrahinin hasta adına zorlukları olarak sayılabilir.
Cerrahi alanın darlığı sebebiyle el hareketlerinin yetersiz kalması ve iyi bir görüş alanının sağlanamaması ameliyat sürelerinin uzun olması ve komplikasyon oranlarının artması ise cerrahi ekip adına sayılabilecek zorluklardır.
Robotik cerrahi prensipleri laparoskopik cerrahiye benzemektedir.
Robotik cerrahide kullanılan ameliyat kollarının ince yapısı, hareket kabiliyeti ve robotik sistemin gelişmiş görüntü sistemleri sayesinde prostat ameliyatı çok daha kolay ve düşük komplikasyonlar ile gerçekleştirilmektedir. Ameliyat sonrası ise ağrıda azalma, iyileşme süresinin kısalması, ilerleyen dönemde cinsel fonksiyonların kaybı ve sürekli idrar kaçırma gibi sosyal yaşantıyı büyük ölçüde etkileyen sağlık problemlerinin azalması gözlemlenmektedir.
Robot yardımlı radikal prostatektomide hastanın göbeğinin 1 cm üstünde 2 cmlik bir insizyon ve bunlara paralel her iki tarafta 1er cmlik 2 şer insizyonla işlem yapılmaktadır. bu prosedürle görüntü ve üstün manevra hareketleri sayesinde ereksiyon için önemli olan sinirler ve idrar tutma için önemli yapılar görülerek korunmaktadır.Ayrıca eş zamanlı ICG(indosiyanin yeşil boyası) kullanarak lenf nodları haritalanması yapılarak lenf nodları geniş bir alandan çıkarılabilmektedir. Operasyon sonrası 1-2 gün içinde hastalar taburcu olmakta ve gündelik hayatına hızlı bir biçimde dönmektedir.